Anestezi Türleri
Kişinin ağrı duymamasını sağlayan maddelere anestezikler denir.
Genel Anestezi Nedir?
Çoğunlukla uzun sürmesi planlanan ameliyatlardan önce uygulanan genel anestezi, hastanın tüm vücudunun uyuşturulması işlemi olarak tanımlanabilir. Geri dönüşümlü bir bilinç kaybı ve ağrıya karşı duyarsızlaşmayı sağlayan genel anestezi türünde amaç, ameliyat boyunca hastanın bilincini kaybetmesi ve hiç acı hissetmemesidir. Anestezi uygulanmadan önce kişi monitörize edilerek takip altına alınır.
Genel anestezi;
İntravenöz (damardan enjeksiyon, TIVA),
İnhalasyon (solunum, VIMA) ile uygulanır.
Solunum yoluyla verilen uçucu ilaçlar, volatil anestezik olarak tanımlanır ve akciğerden kan dolaşımına karışır. Çoğunlukla her iki yöntemin kombinasyonuyla yapılan genel anestezi, cerrahiye karşı hastayı koruyan bir yöntemdir. Bu anestezi türü dengeli anestezi olarak da bilinir. Anestezi uzmanı, operasyon boyunca hastanın başında kalarak, kişinin sağlık durumunu gözler, ilaç miktarını mevcut duruma göre azaltır ya da arttırır. Hastaya genel anestezi verildikten sonra kişi, derin bir uyku hâline geçer ve olanları hissetmez. Daha sonra anestezist, hastaya kas gevşetici ilaç vererek hastayı entübe eder. Entübasyon sayesinde hasta, anestezi cihazına bağlanarak suni solunuma başlar. Bu yöntem sayesinde hava yolundaki basınç düzeyi, solunumla vücuttan atılan karbondioksidin, alınan ve verilen oksijenin ve kişinin vücudunda bulunan anestezik ilaçların miktarı sürekli olarak takip edilir.
Genel anestezi, indüksiyon, (anestezi uygulamasına başlama) maintenance (anestezinin devamı) ve recovery (uyanma, anesteziden çıkma) olarak tanımlanan üç fazdan oluşur:
İndüksiyon: Hastaya damar ve solunum yoluyla anesteziklerin verildiği bu aşamada hasta uyuduktan sonra maske ile oksijen solumaya devam eder. Ardından hasta entübe edilir. Kişi tüm süreç boyunca mekanik ventilatör ile oksijen solumaya devam eder. Gerekli olduğunda anestezi gazları solutularak hastanın anestezi altında kalmaya devam etmesi sağlanır.
İdame (Maintenance): Hasta, bilinç ve reflekslerini kaybettikten sonra operasyon boyunca anestezi uzmanı tarafından takip edilir. Operasyon sürecine ve hastanın durumuna göre anesteziklerin arttırılması ya da azaltılması sağlanır.
Ayılma (Recovery): Operasyonun tamamlanma aşamasına gelmesiyle birlikte kişiye, anesteziklerin verilmesi kesilir.
Ameliyat sonlandığında hastaya antidotlar uygulanarak reflekslerin ve solunumun geri gelmesi sağlanır. Uygun zamanda hasta solunum cihazından ayrılır. Hastanın solunumu tamamen normale döndüğünde ve bilinci nispeten açıldığında ameliyat masasından alınarak uyanma odasına alınır.
Lokal Anestezi Nedir?
Lokal anestezi, vücudun yalnızca belirli bir bölgesinin uyuşturulduğu anestezi türüdür. Girişim yapılan bölgeye çoğunlukla deri altından enjekte edilen anestezikler sayesinde yalnızca o bölgedeki sinir duyuları etkisiz hâle getirilir. Hastanın bilinci açıktır fakat hasta opere edilen bölgede ağrı ya da acı hissetmez. Çoğunlukla göz, kulak, burun, boğaz, omuz, kol, deri, periferik kan damarı cerrahisi ve dişçilik gibi küçük sayılabilen operasyonlarda kullanılan lokal anestezi, iki farklı türde uygulanır:
İnfiltrasyon: Dokuya etki eden anestezi türü olarak da tanımlanabilen infiltrasyon, cilt altına ya da diğer yüzey dokuların içine anesteziklerin enjekte edilmesiyle yapılır. Böylece opere edilecek bölge duyarsız hâle gelirken hastanın bilinci yerindedir.
Topik Anestezi: Yüzeyden emilen anestezi türü olarak da tanımlanabilen bu lokal anestezi türünde iğne kullanılmaz. Anestezik madde operasyon bölgesine damlatılır, püskürtülür ya da sürülür. Hastanın ağrı duymasını engelleyen topik anestezi yöntemi, genellikle dişçilikte yaygın olarak kullanılır.
Diş etine fısfıs ile püskürtülen ilaç sayesinde hasta sonradan yapılan iğnenin acısını hissetmez. Sprey formda olan anestezi ilaçları çoğunlukla ağız ve burun gibi bölgelere püskürtülerek uygulanır. Krem türündeki ilaçlar ise mukoza ve cilt yüzeyine uygulanabilir. Lokal anestezinin uygulandıktan sonra etki etmesi için yaklaşık olarak 15 dakika kadar beklenir. Anestezinin etki süresi ise kullanılan anestezik maddenin türüne ve miktarına göre farklılık gösterir.
Bölgesel Anestezi Nedir?
Bölgesel anestezi, lokal anesteziye benzerlik gösterse de bu anestezi türü, daha geniş alanların uyuşturulması için uygulanır. Doğum başta olmak üzere ortopedi ve üroloji bölümlerine ait bazı ameliyat türlerinde yaygın olarak kullanılan bölgesel anestezi, kol, bacak, kasık gibi bölgesel ameliyatların uygulanması için yapılır. Spinal, epidural ve kombine spinal epidural anestezi, bölgesel sinir bloğu gibi türleri bulunur.
Spinal Anestezi: Sezaryen ve normal doğum için yaygın olarak uygulanan spinal anestezi, bel ve bel seviyesinin altında yapılan bazı cerrahi operasyonlar için de uygulanır. Spinal anestezinin uygulanması için operasyondan önce hasta oturtulur. Spinal kord ve sinirlerin içinde bulunduğu dura adlı sert zarın içine enjeksiyon yapılır. Anestezinin etkisiyle hastanın alt göğüs bölgesi ile ayaklarına kadar olan bölüm hızla hissizleşir. Kişinin bilinci tamamen açıktır.
Epidural Anestezi: Normal ve sezaryen doğumun yanı sıra pek çok ameliyat türünde de uygulanabilen epidural anestezi, spinal anestezi ile benzerlik gösterse de uygulanma tekniği oldukça farklıdır. Beyin omurilik sıvısının olduğu spinal kordun bulunduğu kesenin dışına uygulana anestezikler, direkt enjeksiyon ile değil kateter adı verilen ince bir boruyla vücuda gönderilir. Hastanın bilinci açıktır ve işlem sonrasında hasta yürüyebilir.
Kombine Spinal Epidural Anestezi: Hem spinal hem de epidural anestezi türlerinin bir arada uygulandığı bu yöntemde ilk önce hastaya spinal anestezi tekniğiyle enjeksiyon yapılır. Ardından kateter ile epidural anestezi uygulanır. Hasta ağrı ve acı hissetmez.
Bölgesel Sinir Bloğu: Kol ve bacaklarda yapılan ameliyatlarda sıklıkla tercih edilir. Ameliyat yapılacak alana giden sinirlerin etrafına anestezik ilaç verilerek, o bölgede hissizlik ve hareketsizlik sağlanır.
Bölgesel anestezi uygulamaları sırasında hastalar uyanıktır, fakat bir örtü ile ayrıldığından cerrahi alanı göremezler. Genellikle hastalara damar yolundan sakinleştirici ilaçlar verilerek “Sedasyon” dediğimiz hafif uyku hali oluşturulur. Tüm bu yöntemlerde hissizlik ve hareketsizlik hali geçicidir. İlaçların etki süresi geçince, tüm fonksiyonlar normal haline geri döner